MACAHEL EVLERİ ve MİMARI YAPILARI
Macahel’in bilinen geçmişi, bazı etnografik bulgulara göre,12.yüzyıla kadar dayanmaktadır. Zamanın önemli bir geçiş yolu üzerinde bulunduğuna dair belgeler mevcuttur. Halen yörede henüz incelenmemiş ve değerlendirilmemiş bazı kalıntılar olduğunu biliyoruz. Macahel, yakın geçmişe kadar, ulaşım ve benzeri bazı sorunlar nedeniyle, kapalı ekonomi kurallarının geçerli olduğu, kendi gereksinimlerini kendi karşılayan, sadece gaz, tuz, şeker ve un gibi bazı temel ihtiyaç maddelerini dışarıdan sağlayan; buna mukabil dışarıya bal, mısır, kabak çekirdeği, ceviz gibi bazı sınırlı ürünler satan bir yapıya sahipti.
Macahel’de her hanede, aşağıda anlatılan kullanım birimleri mevcuttur.
*Ev (Sahli)
*Ahır : Genellikle evin altındadır.
*Serender (Nalya):Erzak deposu olarak kullanılır.
*Küçükbaş ahırı (Sathe)
*Samanlık (Meregi)
*Bostan:Evin hemen önündedir. Evin günlük tüketiminde kullanılan ürünler ekilidir.
*Mısır tarlaları:Evin yakınında ve uzağında bulunur.
*Çayırlık
*Ormanlık (Tke):Her hanenin zilliyetinde, sınırları belirlenmiş ve sadece o hane tarafından kullanılan bir orman alanı mevcuttur. Orman korumacılığı açısından ilginç ve yararlı bir örnektir.
*Yayla evi (Tis sahli): Hane halkı tarafından yazın kullanılır. Altında ahır vardır. Bunların dışında, bazı hanelerin kendi mülkiyetlerinden olan, çoklukla mahallelerin ortak kullanımında bulunan ve su gücü ile çalışan değirmenler (Tsiskvili) mevcuttur.
Kışlık köy evleri, yaygın ve fonksiyonel bir plan tipini yansıtır. Evler iki katlı olup, alt katı yığma taşduvar, üst katı masif ahşap karkastır. Ahşap çatının üstü hartama (kavari) ile örtülüdür. Günümüzde hartama yerine, Orman İdaresi tarafından uygun şartlarla tahsis edilen ve son derce çirkin bir görünüm sergileyen, Galvaniz Oluklu Saç ile kaplanmaktadır. Bu duruma süratle müdahale edilmeli ve yeni çözümler oluşturulmalıdır. Evlerde kullanılan ahşap, genellikle dış etkenlere dayanıklılığı ile bilinen ve yöre ormanlarından temin edilen Kestane ağacından seçilmektedir. Ahşap Karkası oluşturan Kestanenin yanı sıra, yaklaşık 5 cm kalınlığında ve geçmeli olarak uygulanan bölme elemanlarında Çam ağacı da kullanılmaktadır.
Evler ve diğer yapılar, ihtiyaç sahibi tarafından malzemenin temin edilmesi koşulu ile, yörede yaşayan ve genelde ikinci işleri dülgerlik olan deneyimli ustalara sipariş yolu ile yaptırıla gelmektedir. İhtiyaç sahibi ve işi yapacak olan usta bir araya gelerek, karış ölçüsü hesabıyla evin büyüklüğü, yerleşeceği yer, süre ve bedel konusunda karar vererek yapım sürecini başlatmaktadırlar. Bu kullanışlı ve güzel yapıları imar eden ustaların bir bölümü yörede halen yaşamaktadır.
Genellikle eğimli araziye oturan evlere giriş: evin oturduğu yüksek noktadaki yol tarafından, birinci katın genelde iki yan cephesini saran teraslara birkaç basamakla çıkılarak sağlanmaktadır. Bazı evlerde teraslar, giriş cephesinin dışında kalan üç cepheyi sarmaktadır. Teraslar, iç koridorlarla birbirlerine bağlanmışlardır.
Evin moloz taş duvarlarla çevrili alt katı, zorlu kış şartlarında kolay ulaşılabilmesi ve birinci kat döşemesinde oluşan ısıdan her iki katın yararlanabilmesi amacıyla, büyükbaş ahırı olarak kullanılmaktadır. Ancak, günümüzde bazı evlerde ahır, alt katın dışına çıkarılmış olup bu bölüm depoya dönüştürülmüştür.
Genellikle kareye yakın plana sahip evin üst katı,yol tarafında iki baş oda ve karşı cephede iki odadan oluşur. Oda sayısı ailenin ihtiyacına göre daha fazla olabilir. Terasları birbirine bağlayan koridorlar aynı zamanda odaları da ayırmaktadır. Baş odalardan her ikisinde de yol cephesinde birer ocak vardır. Ocakların bir yanında gömme yıkanma yeri (banyo), diğer yanında ise gömme dolap bulunur. Baş odalardan evin en büyük ebeveynleri tarafından kullanılanı aynı zamanda günlük oda ve mutfak işlevini görmektedir. Odaların tümünde, kapının iki yanına gelen duvar boyunca seki (sevke) bulunmaktadır. Sekiler hem oturma, hem yatma hem de depolama başta olmak üzere bir çok işlevi bir arada görmektedir. Günümüz mimarlığının arayışlarına önemli bir model oluşturan sekilerin evlerden yavaş yavaş kaldırılıyor olması ve yerlerine karyola konması üzücü bir paradokstur.
Tuvaletler (pehi gza-gezme), bazı evlerde terasların bir köşesinde, bazı evlerde ise evin dışında bir kabin şeklinde düzenlenmiştir. Açık kanal ile açık bir çukura bağlanmış olan tuvaletler, sağlık açısından çok önemli sakıncalar doğurmaktadır. Artık günümüzde her eve su getirildiğine göre, pis su atıkları, kapalı tesisat kanallarıyla kapalı fosseptiklere bağlanabilir. Bu durumun acilen ele alınması gerekmektedir.
Yöre mimarisiyle ilgili önerileri kısaca özetleyecek olursak;
A. Yapılarda Ahşap ve Taş gibi yöresel malzeme kullanımının devamlılığı mutlaka sağlanmalıdır. Köylere asla Beton ve Tuğla sokulmamalıdır. Bu konuda yöre insanının duyarlı öz denetimi zorunludur.
B. Çirkin Galvaniz Sac örtüsü yerine, yöre kış şartlarına uygun kiremit kullanımı özendirmelidir.
C. Tuvaletler atıkları mutlaka hijyenik hale getirilmelidir.
————————————–
Yüksek Mimar Halit ZENGİN